Büyük Selçuklular'ın Halep Atabeyi,Nureddin Zengi, rüyasında Efendimiz’i görür. Hazreti Fahr-i Âlem, Nureddin Mahmud’dan, işaret ettiği iki şahıstan kendisini kurtarmasını istemektedir. Bahtiyar sultan, hemen o sabah yola çıkar, 16 günde Şam’dan Medine’ye ulaşır.
Nureddin Mahmud Zengi (1118-1174), Büyük Selçukluların Halep Atabeyi. Adalet, takva, hayırseverlik ve ileri görüşlülüğüyle iyi bir nam bırakmış ardında. Tarihler onun Müslümanların birliğini sağladığını, Haçlı seferlerine karşı büyük başarılar elde ettiğini, Kudüs’ün Salahaddin Eyyûbî eliyle fethine zemin hazırladığını yazıyor. Tarihçi İbni Esir, önceki sultanların hayatlarını incelediğini, raşid halifeler ve Ömer b. Abdülaziz hariç Nureddin’den daha temiz hayat yaşayan, daha ahlâklı, daha adaletli bir sultana rastlamadığını söylüyor. Bu sebeple kendisine ‘El-Emîru’l-Âdil’ lakabı uygun görülmüş. Genç yaşta ağır bir hastalıktan vefat ettiği içinse ‘Nureddîn-i Şehid’ denilmiş. İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri, Efendimiz’e (sallallahu aleyhi ve sellem) ait birkaç saç teli ve tırnağın vasiyeti üzerine vefatından sonra Nureddin-i Şehid’in gözleri ve dudakları üzerine koyulduğunu anlatır. Duaların kabul olduğu mahaller arasında yer alan türbesinin bu sebeple ruhaniyet ile dolduğunu söyler. Evliya Çelebi de Seyahatname’de Nureddin Şehid türbesine giren hastaların şifa bulduklarını kaydeder.
İşte bu zat, hicretten 557 yıl sonra bir akşam âdeti olduğu üzere teheccüd namazını kılar, evradını okur, istirahate çekilir. Rüyasında Resûl-i Müctebâ (aleyhi ekmelü’t-tehâyâ) Hazretleri’ni görür. Sultân-ı Kevneyn, iki şahsı gösterip “Bu ikisine karşı bana yardım et.” buyurur. Nureddin Mahmud b. Aksungur, abdest alıp tekrar yatar, aynı rüyayı görür. Tekrar kalkıp abdest alıp yatar, üçüncü kez aynı rüyayı görür. Sabah olduğunda pek salih bir insan olan veziri Cemaleddin Musulî’yle istişâre edip bin kişilik bir birlikle Medine’ye doğru yola çıkar. 25 konaklık yolu 16 günde aşıp Peygamber şehrine ulaşır. Ravza-i Pâk’i ziyaret eder. Ardından bir ziyafet tertip eder. Bütün Medine halkını davet eder. Maksadı rüyasında gösterilen şahısları bulmaktır. Ziyafete her gelene kendi eliyle para yardımında bulunur. Bütün ahali gelmesine rağmen rüyadaki şahıslar ortada görülmemektedir. Medine’de başka kimse olup olmadığını sorar. Şehirde sultandan yardım almayan sadece iki derviş kaldığını söylerler. Onlar da namazlarını Mescid-i Nebevî’de kıldıktan sonra bütün vakitlerini odalarında ibadetle geçirmektedirler ve ziyafetle, parayla, pulla işleri yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder