Her Durumda İhlâsı Muhafaza Etmek
Adî b. Hâtim Tâî’den rivayet edildiğine göre Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem]
şöyle buyurmuştur:
“Kıyamet günü, insanlardan bir gruba cennete yaklaşmaları
emredilir. Cennete yaklaşmaya başladıkça onun kokusunu hissetmeye; daha da
yaklaştıkça saray ve köşklerini ve cennet ehli için hazırlanmış diğer şeyleri
görmeye başlarlar. Sonra onlara geri dönmeleri için seslenilir:
-Onları geri götürün; zira onların nasibi yoktur!’ denilir.
-Onları geri götürün; zira onların nasibi yoktur!’ denilir.
Bu kimseler geri dönerken, ne
evvelkilerin ne de sonrakilerin hissetmediği bir hasret ve pişmanlık duyguları
içerisinde geri dönerler. Rablerine,
- Ey Rabbimiz! Keşke bizi, dostların
için hazırladığın mükâfatlan göstermeden önce cehenneme atsaydın, derler.
Allah Teâlâ onlara şöyle der.
- Bunu sizin için ben
istedim. Çünkü sizler, yalnız kaldığınız zamanlarda bana karşı apaçık büyük
günahlar işlediniz. İnsanlarla karşı karşıya geldiğinizde ise mütevazi tavırlar
takındınız.
Kalplerinizde gizlediklerinizin aksine ameller yaparak insanlara
karşı riyakârlık yaptınız. İnsanlardan sakındınız ama benden sakınmadınız.
Amellerinizi gösteriş için yaparak büyüklüğü onlarda bildiniz, beni büyük
bilmediniz.
Onlar için terkettik- lerinizi benim için terketmediniz. İşte bu
gün, sizi sevaptan mahrum bırakmak bir yana o acıklı azabımı da tattıracağım. ”[1]
İbn Abbas’ın [radıyaiiahu anh] rivayet ettiğine göre, Resûl-i Ekrem [sallallahu aleyhi
vesellem] şöyle buyurmuştur:
“Allah [celle celalehu] adn cennetini yarattığı zaman orada, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir beşerin aklına gelmeyecek güzellikte nimetler yarattı. Sonra adn cennetine,
[1] Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evtiyâ,
4/125; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 10/220; Beyhakî, Şuabü’l-lmân,
nr. 6809.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder